Peru Nazca Çizgilerinin Gizemi

Peru'da turistler sadece yukarıdan görülebilen bu Nazca çizgileri görmek için gözcü kulelerine çıkmış. Bu çizimlerin kimler tarafından ve ne zaman yapıldığı ise hala gizemini koruyor.
Yüzlerce metre genişliğindeki 9 parmaklı maymundan, 40 metrekarelik bir alana yayılmış örümcekten, 300 metre uzunluğundaki kuş şekilleri...

Nazca asırlarca konuşuldu, ancak bu konudaki en somut adım 1939 tarihinde atıldı. Peru'nun başkenti Lima'nın 400 kilometre güneyindeki Nazca bölgesinin üzerinde gözlem uçuşu yapan Amerikalı arkeolog Paul Kosok, bu şekillerin gökyüzünden ilk fotoğraflarını çekti. Böylece insanlık bu "geoglif"lerle tanışmış oldu.

Geoglif Yunanca kökenli bir kelime. Eski Yunanca'da toprak anlamına gelen "ge" ve kazınmış anlamında kullanılan "gluphe" kelimelerinden türetilmiş. Paul Kosok'un fotoğraflarından beri, bilim dünyası şu soruların yanıtını arıyor: Bu dev şekilleri kim, nasıl ve hangi amaçlarla çizdi?

Nazca çizgilerinin kullanımı hakkında günümüzde ortaya atılan teoriler antik ırklara, astronomik takvimlere ve hatta uzaylılara kadar çeşitlilik gösterirken, yepyeni bir bakış açısı ve yeraltında bulunan kafasız bir iskelet bu çizgilerin gizemini çözmeye yarayacak gerçek ipuçlarını oluşturabilir mi?

Ancak, Nazca'nın sırrını popülerleştiren isim Alman "new age" yazarlarından Erich von Däniken oldu. 1968 yılında kaleme aldığı "Tanrıların Arabaları" adlı araştırma kitabında, bu dev şekillerin uzaylı zekâsının ürünü olduğunu öne sürdü. Ona göre, yamuk biçimindeki ana şekiller, basit bir biçimde uzay gemilerinin iniş pistleriydi.

Ancak, uzaydan gelen ve gelişmiş bir teknolojiye sahip bu yabancılar, yerel halk tarafından "tanrılar" olarak kabul görmüşlerdi. İşte o nedenle, daha sonra bu gökyüzünden gelen tanrılarla iletişim kurmak için kumun üzerine, büyük çoğunluğu hayvan figürlerinden oluşan dev şekiller çizmişlerdi.

Nazca için ilk bilimsel açıklama, Alman matematikçi Maria Reiche'den (1903-1998) geldi. 1946 yılında Nazca yakınlarındaki San Pablo kasabasına yerleşti ve ölene dek orada yaşadı. Hemen tüm bilimsel kariyerini geogliflere adamıştı. Yine onun sayesinde, Nazca'nın dev şekilleri, UNESCO tarafından "Dünya Mirası" kategorisinde koruma altına alındı. Maria Reiche, öncelikle bu çizgilerin nasıl çizildiği sorusuna bir açıklık getirdi. Ona göre, kumun daha koyu olan üst tabakası kazınmış ve böylece alttaki daha açık bir tabaka ortaya çıkarılmıştı. Ona göre, şekiller Güneş'in, Ay'ın ve bazı yıldızların pozisyonunu yansıtıyordu. Ve insanlara ne zaman ekinlerini ekmeleri, ne zaman tarlalarını sulamaları ve ne zaman ekini toplamaları gerektiğini hatırlatıyordu. Ne var ki, daha kuşkulu bilim adamlarına göre bu kuram, bir bakıma dev okları ve düz çizgi biçimindeki şekilleri açıklıyordu. Ama, özellikle hayvan figürlerinden oluşan görüntüler konusunda yetersiz kalıyordu.

Nazca'nın sırrı bu noktada tıkanıp kalmıştı. Eğer, geogliflerin yaklaşık 12 kilometre kuzeybatısında ortaya çıkarılan Cahuachi kazıları olmasaydı, belki de mesele unutulup gidecekti. Ancak, İtalyan mimar ve arkeolog Guiseppe Orefici, bu bölgede gerçekleştirdiği kazılarda çok sayıda eşyayı gün ışığına çıkardı.

Söz konusu olan 24 kilo-metre kare genişliğinde dev bir nekropol idi ve buraya tahminen 20 bin ile 30 bin kişi gömülmüştü.  Peki ama, büyük çoğunluğu sadece uçaktan görülebilen bu dev şekilleri Nazcalılar nasıl çizdiler? Guiseppe Orefici bu konuyu fotoğrafçılıkta kullanılan "agrandisman" yöntemiyle açıklıyor. Ona göre, önce ana şeklin en küçük parçasının şeklini çizdiler ve daha sonra da, basit basamak hesaplarıyla daha büyüklere geçtiler. İtalyan arkeoloğun düşüncesi başka bir olayı daha açıklıyor: bazı geogliflerdeki temel hesaplama hatalarını...



 

DÖNÜŞÜM

0 yorum:

Yorum Gönder

REKLAM